Bak İşine
[Verse 1: Çağrı Sinci]
Hadi bak işine, bu aralar değişiğiz
Düşünüyoruz şimdi bizim burada ne işimiz var?
Bulursak söyleriz ama durum sakat
Biraz durulsak toparlayacağız da umudum az
Sen bak işine biz hiç yokuz gibi
Her gün resetlerim kendimi saat dokuz gibi
Derim ki ner'deyim ben sen uyurken domuz gibi
Sorumsuzluk şimdi sorundan çok oyun bizim için
Hadi bak işine bedava yorma bizi
Hayatta kalmak zorundayız bir gün ölmek için
Zaten ayık kalmak bu dünyanın en zor işi
Bir de sen sıkıyorsun canımızı olmaz böyle bir şey
Hadi bak işine canımız burnumuzda
Dışar'da mevsim baharmış çok da umrumuzda
Yaralar cildimizde değil artık ruhumuzda
Uyandık uykumuzdan ve de çok uykumuz var
[Nakarat: Gazapizm]
Neyi nasıl yapacağımıza karar veren kimse değil hadi bak işine
Nefes almak, çare bulmak zor yaklaşırken sonbahar
Kapat yüzümüzü, yağar ömrümüze kar
[Verse 2: Gazapizm]
Hadi bak işine ela gözlüm
Senin geçmişin yok, kafan boş savaşıp paran dönsün
Bir sev tutturamadın onca sene bakar körsün
Apartmandan gecekonduya nasıl bir aranjörlük eseridir?
Akışına hayatının
Yakasına yapışıp da sorduk, bakın bu zorluk
"Nasırlı ellerim de bir kalıp sabunla her sabah zorla yıkanan yüzün hangi kirden yoksun?"
Hadi bak işine de keyfim olsun
Benim aklım kaçık, dengem bozuk
Savaşın rengi solsun en şaşalı tablonuzun
Ağzınız hep bir olsun en aşağılık yalanlara çakarsak dimdik durun
Bilinmeyen şeylerden, bilinmeyen şekilde
Bahsettikçe yok eşim ve sen de bak işine
Boğulduysan köşelerde alkolü saf içeceksin
En pak geçinenlerin paçası bok içinde!
[Nakarat: Gazapizm]
Neyi nasıl yapacağımıza karar veren kimse değil hadi bak işine
Nefes almak, çare bulmak zor yaklaşırken sonbahar
Kapat yüzümüzü, yağar ömrümüze kar
[Verse 3: Servet Azimli]
Eskiden yattığım saatte şimdi uyanıyorum
Ayakkabımdan önce artık kravatımı bağlıyorum
Yurdumun doğusunda küçük servisimi bekliyorum
Sabah saat dokuz fabrika ayarlarıma dönüyorum
Umut tükenmişse eğer yeniliyorum kendimi
Bir öğretiye dönüştürdüm tanımladığım engeli
"Dön geri!" diyen sese "Bak işine lan!" diyorum
Kendime verdiğim bir söz var her sabah hatırlıyorum
Karla kaplı yollar, Ağrı Patnos eksi yirmi dört
Kaloriferi değil ısıt hayalinle üstünü ört
Misafir eder gurbette üşüyen elleri
Buz tutmuş camlarla odan ederken flört
Dört dörtlük olsun isterim sonucu kavgamın
Dört dörtlük yazdım bu gece yarına kalmadım
Çünkü o gün bugündür ufukta kara göründü
Hak ettiğim yaşantımın hesabı görüldü
[Nakarat: Gazapizm]
Neyi nasıl yapacağımıza karar veren kimse değil hadi bak işine
Nefes almak, çare bulmak zor yaklaşırken sonbahar
Kapat yüzümüzü, yağar ömrümüze kar