Toprak ve Gökler
Bi’ zaman vardı, o zaman göğsüm bi’ kuzu
Bilmiyordum hayatı, içimde yoktu bu sızı
Uyku yârimdi sınırsız derin bir huzur
Yanaştıkça bozdu dengemi bu insan kansızı
Yine yalnızlık, demiştim sayılar yalan
Bana bilinçaltı hikayeleri okunmakta şu an
Sabır taşımın altına kin
Sokulmakta buram buram
Yerine koyduğum ne varsa bugün
Yok yerinde duran
Ben artık yarınlara benim diye bakmıyorum
Yatağımdan yepyeni umutlarla kalkmıyorum
İçimdeki heyecanları geçmişte saklıyorum
Bir hayal uğruna bin tane gemiyi yakmıyorum
Dünlere aidiyet gitmiyor ki benden
Gözümün önünde hâlâ sıcak durur cesetler
Hayatın bi’ farkı yok ki bana kafesten
Durup bekliyorum bi’ gün kesilecek nefesler
Ve gökleri toprağın üstünden izlemek
Ne büyük kayıp! Hem de böyle hızla düşerken
Ne kadar gidersen git, bir daha gülerler
Ardında izlerin kalacak sanma
Bi’ gün silerler
Bazı kederlerin yok tedavisi
Ömürlük sıkıntıların yurdudur nefeslerin
Hayatına düzen getirmek üzere
Denersin bi’ şeyler
En sonunda fark edersin oğlum yok telafisi
Bilemiyorsun, seni bulmamış ki huzur mavisi
Ne yapsam da elinde yoktur bunun terazisi
Kapat sayfalarını her biri bir yalan sahibi
Zaten gözlerinde yoruldu çok zordu takibi
Son mesaini bekle, zaman aleyhine işlerken
Hudutlar çizilir bu bitmeyen nöbette
Aklının hastalığına direndikçe gövden
Bulacaksın kendini bi’ ruhî alemde
İnsan ister istemez yorulur
Düşündükçe sınırsız
Lakin her fikir hayat bazında sınırlı
O kadar gerildik ki ortadan kırıldık
Bi’ zaman sonra, ben gibiler hazır mı?
Şimdi uçalım mı?
Ve gökleri toprağın üstünden izlemek
Ne büyük kayıp! Hem de böyle hızla düşerken
Ne kadar gidersen git, bir daha gülerler
Ardında izlerin kalacak sanma
Bi’ gün silerler